Anadolu Uygarlıkları 1: Hititler
Hititler

Tarih sahnesine çıkışıyla birlikte ilkleri de beraberinde getiren Anadolu medeniyetlerinden Hititler, aynı zamanda gelecek nesillere bir demokrasi dersi niteliğindedir. Anadolu’da yapılan arkeolojik araştırmalar sonucu bulunan kil tabletlerden anlaşıldığı üzere daha sonraları devletin merkezi olan Hattuşaş M.Ö. 2500 – 2000 yılları arasında Kuzey Kapadokya ve Orta Karadeniz bölümünde kurulmuş “Hatti Ülkesi” olarak bilinirdi. Konuştukları dilin Çerkez diline benzemesi sebebiyle Kafkaslar tarafından Anadolu’ya geldikleri tahmin edilen Hititler, kendilerini Nesice konuştukları için “Nesililer” olarak adlandırmışlardır. Hititler Asurluların Anadolu’dan çıkmak zorunda kalmalarıyla bölge halkıyla kaynaşıp büyük bir krallık kurmuşlardır.(M.Ö. 2000 – 1200) Hitit devletinin bilinen ilk kurucusu Labama’dır ve devletin başkenti Hattuşaş (Boğazköy) olarak bilinmektedir. Kral ve kraliyet ailesinden seçilen kişilerin yönettiği ülke, esasen tarihte ilk meclis olma özelliğini de taşıyan ve “Pankuş (İmparatorluk Meclisi)” adı verilen meclise hem kararları oylama hem de kralı denetleme hakkı vermiştir. Ülkenin mutlak hâkimi olan kralı dahi denetleme yetkisi verilen bu meclis, ortaya çıkan ülke sorunlarında da fikirlerini sunardı. Pankuş meclisinde yönetim ile ilgili alınan kararlar üyelerin oy birliğine sunulurdu. Aynı zamanda bu meclisin bir özelliği de üyelerin eşit haklara sahip olmaları ve düşüncelerini hiçbir etki altında kalmadan açıklayabilmeleridir.
Hititlerin Anadolu’ya Yerleşmeleri
Anadolu’ya küçük gruplar halinde Kafkaslardan geldikleri tahmin edilen Hititler etki alanlarını genişletmek için Hatti’li prenslerin topraklarına el koymaya başlamışlardır. Hititlerin beylik döneminin Kuşşara Kralı olan Pithaya ve oğlu Anitta tarih sahnesine çıkmış, baba oğul “Nesice” diline de adını veren Kaniş/Neşayi’yi alarak burayı devletin ilk merkezi yapmışlardır. Daha sonra babasının yerine geçen Anitta, Hatti Kralı Pijusti’yi yenerek Hattuşaş’ı yağmalayarak lanetler savurmuştur. Fakat Anitta’nın soyundan gelen bir Kral Hattuşaş’ı devletin merkezi haline getirmiş ve kendisine de “Hattuşili” adını vermiştir.
Hititlerde Dil Yazı ve Edebiyat
Tarihten günümüze kadar bilinen ve varlığı kanıtlanmış en eski dil olan “Hititçe” Hint-Avrupa dil ailesine mensup olup Hitit Medeniyeti tarafından kullanılmıştır.
Hititler’de dinsel konularda Luvca kullanılırken saray arşivleri ile imparatorluk yazışmalarında Asur (Akadça) yazısının kullanıldığı bilinmektedir. Kayalardaki kabartmalar ve yazıtlar içinde ise ‘hiyeroglif’ adı verilen kabartma yazıları kullanılmıştır. Friedrich Hrozny tarafından 1915’te çözülmüş Hitit hiyeroglif yazısının 1940’lı yıllarda başlayan çözülmesinde ise Helmuth Theodor Bossert’in büyük katkısı olmuştur. Ayrıca Mittani İmparatorluğuyla yapılan diplomatik yazışmalarda “Hurice” yazışma dili olarak kullanılmıştır.

Bin Tanrılı Din
Hititler dini inanış olarak çok tanrılı bir dine mensuplardı, Hitit inanışındaki çok tanrılı olan bu inanışa göre çok sayıda tanrı ve tanrıça bulunmaktaydı. Bu dönemde Hitit ülkesine “Bin Tanrı İli” denilirdi. Bu tanrılar tıpkı insanlar gibi giyinir, yemek yer ve ruhsal olarak insanlar gibi bir hayat sürerlerdi. Kendilerine iyi davranan insanları ödüllendirdikleri gibi ihmal edildiklerinde de nefretlerini ve öfkelerini çıkarttıklarına inanılırdı. Hititlerin inanışında var olan bu çok tanrılı ilişki aslında tanrı – insan inanışından ziyade efendi – köle anlayışını andırmaktaydı. Hitit devleti kuruluşundan itibaren “Fırtına Tanrısı” olan “Teşup” a tapınırdı ve Hitit inancına göre kral efendisi adına ülkeyi yönetirdi.
Kadeş Anlaşması
Tarihin bilinen ilk yazılı antlaşması olan “Kadeş Anlaşması” M.Ö.1274 yılında II. Ramses ve Hitit Kralı II.Mutavalli arasında Kadeş önünde yapılan savaş sonrası imzalanmıştır. Tarihte çoğu kez karşımıza çıkan taht mücadeleleri sebebiyle antlaşma imzalanırken II. Mutavalli orduda çıkan bir isyan sonucu öldürülmüş ve yerine Ш. Hattuşili kral olmuştur. Dünyanın ilk bilinen yazılı barış antlaşması olan Kadeş Anlaşması “Akadca” olarak çivi yazısıyla gümüş plakalara kazınmıştır. Bir barış, yani saldırmazlık antlaşması olan Kadeş’e göre iki taraf birbirine saldırmayacak ve savaşta esir alınan askerler serbest bırakılacaktır. Gümüş plakalara kazınmış olan barış antlaşmasının asıl metni kayıp olmasına rağmen, Mısır’daki tapınakların duvarlarına kazınan metin, aynı zamanda Hitit yerleşkesi olan Anadolu’daki Boğazköy’de de kil tabletlere kazınmış nüshası bulunmuştur. Bulunan kil tabletler İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Hititlerin Yıkılışı
Hititlerin yıkılışıyla ilgili tarihte birçok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan birincisi son hükümdar döneminde Anadolu’daki huzursuzlukların ve ülkedeki kıtlığın baş göstermesi ve halkın krala olan inancını yitirmesidir. Bir diğer rivayete göre ise Hitit’lerin deniz kavimleri tarafından yani Batı denizlerinden gelen istilacılar tarafından yıkıldığı yönündedir. Fakat tarihi belgelerle de kanıtlanan asıl sebep; son Kral döneminde Aristokrasi’de baş gösteren çatışmaların ve bölgede yapılan savaşların etkisiyle devletin yıprandığı ve Frig saldırıları ile Hititlerin tarihin tozlu sayfalarına gömüldüğüdür.

Hattuşaş Şehri gerek sahip olduğu tarihi kalıntıları gerekse dünyanın bilinen en eski medeniyetlerinden birine ev sahipliği yaptığı için UNESCO’nun Dünya Kültür Mirasları listesine alınmış ve arkeolojik anlamda Hitit Medeniyeti’nin aydınlatılmasında önemli bir rol oynamıştır. Anadolu da kurulan bir medeniyet olan Hitit’ler; kazandırdıkları kültürel miraslar, kurdukları şehirler, kaleler, mabetler ve kale surlarının alt kısımlarındaki kabartma resimlerle Anadolu kültür medeniyetini oluşturmuşlardır.
Hititlerin Genel Özellikleri
- Kafkasya üzerinden Anadolu’ya MÖ.2000 ‘de gelip Kızılırmak yayına yerleştiler.
- Başkenti Hattuşaş (Boğazköy)
- Anadolu’da siyasal birliği sağlayan ilk devlettir.
- Hititlerde meşruti bir yönetim vardı.
Pankuş denilen tarihteki ilk danışma meclisini kurdular.
(Kralı denetleyen, yetkilerini kısıtlayan ve kral seçiminde rolü olan bir meclistir.) - Hititlerde kraliçeye “Tavananna” denirdi. Tavananna dini törenlere katılır, kral mühürlerinde adları bulunur, elçi kabul eder, gerektiğinde krala naiblik ederdi. Bu kadına verilen değeri gösterir.
- Asur çivi yazısının yanında kendilerine ait hiyeroglif yazısını kullanmışlardır.
- Anallar ile ilk tarih yazıcılığını başlattılar.
Analları kronolojik sıra ile yazmaları sistematik tarih yazıcılığının ilk örnekleri kabul edilir.
(Olaylar, Anal denilen yıllıklara yazılır ve yıl sonunda tanrılara sunulurdu. Tanrıya hesap verme duygusu olduğundan objektifdir.) - Tarihin bilinen ilk yazılı antlaşmasını yapmışlardır.
(MÖ.1280 Kadeş Antlaşması. Hititliler ve Mısırlılar arasında yapılmıştır.) - Resmi nikah yapılırdı. (Medeni kanunun ilk örneğidir.)
- Savaş arabaları kullandılar.
- Çok tanrılı bir inanışları vardı.
Anadolu’ya bu dönemde “BİN TANRI İLİ” denirdi.
(Hititlerdeki bu dini hoşgörü, yerli toplumlar üzerindeki egemenliklerini kolaylaştırmıştır.) - Yazılıkaya ve İvriz Kabartmaları Hititlerden kalan önemli eserlerdir.
- Frigler tarafından yıkıldılar.


Hocam , bizim hoca performans ödevi verdi konusu;
Arkeoloji müzesi nde bulunan ilkçağ Anadolu medeniyetlerinden (Hititler,frigler, Lidyalılar,Urartular,iyonyalilar,roma imparatorluğu vb. )Herhangi birisine ait arkeolojik eserin tanımlanarak raporlanması
Için uygun mu?