Mezopotamya Uygarlıkları 4: Babiller
Babiller
Sami kökenli bir topluluk olan Babiller, Amurrular tarafından kurulmuştur. Devletin kurucusu Sumu-Abum’dur. Özellikle devletin başına geçen 5. Kral Hammurabi ile Babiller diğer kavimlere egemenlik kurmuşlardır. Hititlerin çekilmesinden sonra Babil ülkesi Asurluların egemenliğine girmiştir. Medlerle birleşen Babiller M.Ö. 626 yılında Asur devletini yenerek tekrar bağımsız olmuş ve II. Babil Krallığı’nı kurmuşlardır. Kurulan II. Babil devletine ise Persler son vermiştir. Sümerlerin etkisinde bir medeniyet kuran Babiller, ziggurat denen çok katlı tapınakları inşa etmişlerdir. Bu yapıların üst katı rasathane (gözlemevi), alt katını ise ürünlerin depo edildiği kiler olarak kullanmışlardır. Mimari açıdan Mezopotamya’nın en gelişmiş medeniyeti Babiller olmuşlardır.

Babil’in Asma Bahçeleri
Dünyanın antik yedi harikasından biri olan Babil’in asma bahçelerinin nerede olduğu bilinmemektedir. İşin aslı var olup olmadığı da kanıtlanmamıştır çünkü bu yapıya ait herhangi kesin bir arkeolojik bulgu yoktur. 1899-1917 seneleri arasında Alman arkeolog Koldewey’in başkanlığındaki bir heyet, yaptığı kazılarda önemli bulgular elde etmiştir. Bunlara göre bahçeler kat kat sıralanmıştı ve bu bahçeleri sulamak için nehirden su çeken meyilli su kanalları bulunmaktaydı.

İnanışa göre, M.Ö. 7. yüzyılda Babil Kralı Nebukadnezar’ın eşi Semiramis memleket hasreti çekiyordu ve Babil Kralı Nebukadnezar eşini neşelendirmek için Mezopotamya’nın kurak topraklarının ortasına bahçelerle, göletlerle ve yeşilliklerle dolu asma bahçelerini inşa ettirdi.
Coğrafyacı Strabo’nun 1. yüzyıldaki tanımına göre: “Bahçeler birbiri üzerinde yükselen büyük direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu. Büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat Nehri’nden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya yukarı çıkarılıyordu.”
Babil Kulesi
Sümerliler, inançları gereği yükseklere taparlar ve yer ile göğü bağlayan kutsal bir ağacın varlığına inanırlardı. Tanrıdağı diye adlandırdıkları bu kuleyi Dünyanın yedi harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçelerinin içine yapmışlardır. Bu kuleyi zamanımızdan 5.000 yıl kadar önce Tanrı Marduk adına yapmışlardır.
Kulenin ilk olarak, 90 metre genişliğe ve 90 metre yüksekliğe sahip 7 katlı bir bina olarak inşa edildi.
- Kat – taşı, (33 m.)
- Kat – ateşi, (18 m.)
- Kat – bitkileri, (6 m.)
- Kat – hayvanları, (6 m.)
- Kat – insanları, (6 m.)
- Kat – gökyüzünü (6 m.) ve
- Kat da melekleri (15 m.) sembolize ederdi.

Bir insanın bütün bunları öğrenip, anladıktan sonra yani yedi basamağı sırayla çıktıktan sonra Babil Tanrısı (Marduk’a) ulaşılabileceği düşünülürdü. İnançlarına göre Marduk insanlara sadece orada görünürdü. Ama onun görünmesine sıradan ölümlüler dayanamazdı. Bu nedenle tapınmaya gelen halktan kişiler birinci kata çıkabilirlerdi. Bundan sonraki üst katlara sadece rahipler çıkabilirlerdi. Çevresinde ise rahip sarayları, ambarlar, konuk odaları, Tanrı Marduk adına yapılmış olan diğer tapınak, Esagila’ya giden aslanlı geçit ve dini tören yolu bulunuyordu. O dönemde Babil’i işgal eden Tikulti -Ninurta, Sargon, Sanherip ve Asurbanipal kuleyi yıkmış ve tahrip etmişlerdi. Babil Kralları Nabopollasor ve Nabukadnasor tarafından kule yeniden yapıldı.
Ancak M.Ö. 479’da Babil’i fetheden Pers kralı Xerkes’in kuleyi yıkmasından sonra ne yazık ki kule tekrar onarılamadı. Sonrasında Büyük İskender Babil’e geldiğinde kulenin o harap haline bile hayran kaldı ve kuleyi eski haline getirmeye karar verdi. Büyük İskender kulenin enkazı için 10.000 kişiyi iki ay boyunca çalıştırarak molozları temizletti ve onarımı da Büyük İskender’in ölümüne kadar sürdü
Şehirlerin Şehri Babil
Babil bölgesi ilk kez 1800’lü yıllarda günümüz Irak toprakları içerisinde tespit edildi. Daha sonraki kazılar, Alman arkeolog Robert Koldewey tarafından 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında gerçekleştirildi ve kentin birçok alanının, özellikle (M.Ö. 605-561 yılları arasında) Kral II. Nebukadnezar tarafından çok zengin bir şekilde yeniden inşa edildiği tespit edildi. Koldewey’nin bulgularında eski bir kültür ve siyasi odak ortaya çıkmıştı. Bu kazılar, II. Nebukadnezar tarafından inşa edilen en görkemli yapılardan birisini de gün yüzüne taşıdı: Günümüzde Berlin’deki Bergama Müzesi’nde (Pergamon Museum) sergilenen göz kamaştırıcı mavi İştar Kapısı’da bu araştırmalar esnasında bulunmuştu.

İlk Sistemli Yasaları Yapan Hammurabi

Hammurabi, eski Ortadoğu’nun en etkileyici hükümdarı olarak bilinir. Kendisi, “Hammurabi Yasaları” adıyla bilinen ve halka ilk kez bazı haklar tanıyan dünyanın ilk sistemli yasaları nedeniyle, tarihte kendisine eşsiz bir yer edinmiştir. Bu yasa aynı zamanda, önemli bir uzunluğa sahip olan deşifre edilmiş en eski yazılardan biridir. Kendisini yalnızca Babil’in yöneticisi değil, aynı zamanda Babil’i çevreleyen toprakların kralı olarak ilan etti. Hammurabi koalisyon olanaklarını ustaca kullandı ve seleflerinden daha büyük bir güce ulaştı. Bununla birlikte, 30 yıl süren yöneticiliğinin ardından, güney Mezopotamya’nın tümüne hükmetme mertebesine ermişti. Hammurabi kontrolündeki askeri güç oldukça iyi örgütlenmişti.
Dikkat Çeken Özellikler
- Haftayı 7 güne bölen Babiller’dir.
- İlk bilgisayar olarak tanımlanan abaküsü Babiller icat etmiştir.
- Astroloji 3000 yıl önce Babilliler tarafından kullanılmaya başlanmıştır.
- Burçlar, Babilliler tarafından 12 bölüme ayrılmıştır.
- Babillilerin, pi sayısı olarak 3,14 sayısını kullanmak yerine, 3,125 sayısını katsayı olarak kullandıkları ortaya çıkmıştır.
- Babillerde, şehrin sınırlarını işaretlemek, arazileri ölçmek ve mülkiyet değişikliklerini kaydetmek için saha araştırmacıları olarak çalışan görevliler vardı.
- Ay ve Güneş tutulmasının devirli olduğunu ilk olarak Babiller keşfetmiştir.
- Güneş saatini de onlar bulmuştur.
- Babil’de cinler ile insanların evlenebildikleri ve bu evlilikten doğan çocuklara Magi adı verildiği belirtilmektedir.
- Babiller 60 tabanında sayı sistemi kullandılar.Bu nedenle 1 saatte 60 dakika, 1 dakikada 60 saniye vardır.
- Sulama sisteminde yeni usuller geliştirilmiş ve suyu yükselten makinelerden yararlanmışlardır.
- Bazı kaynaklarda Babiller’den tarihin en barbar kavmi olarak bahsedilir.Bunun sebebi ilk anayasa olarak bilinen Hammurabi kanunlarının kısasa kısas usulüyle oluşturulmuş olması ve fazla acımasız maddeler içermesidir.