Frig Vadisi: Anadolu’nun İkinci Kapadokya’sı
Frig Vadisi Eskişehir, Afyon ve Kütahya üçgeninde bulunuyor. Anadolu’nun ‘İkinci Kapadokyası’ el sürülmemiş tarihi yerleriyle eşsiz bir seyahat yeri. Kapadokya’yı gezmiş ve tadına doyamamışsanız işte karşınızda Anadolu’nun ‘İkinci Kapadokyası’ olarak bilinen Frig Vadisi…
Eğer Kapadokya’yı gezmiş ve güzelliğine hayran kalmışsanız bir de Anadolu’nun ‘İkinci Kapadokyası’ lakaplı Frig Vadisi’ni görmenizde fayda var. Henüz el sürülmemiş güzellikleriyle 3000 yıllık tarihi her yerinizde hissedeceksiniz…
Bundan 3000 yıl önce Frigyalıların kayalara evler, kaleler, anıtlar oyarak kurduğu, kocaman bir medeniyet ve enfes bir coğrafya. Ve en güzeli, bölgede çok turist olmadığı için hala bakir, turistik tesislerce ele geçirilmemiş. Hem doğa, hem de çok etkileyici bir tarihle aynı anda başbaşa kalabilmenin tadını çıkartabileceğiniz çok nadir yerlerden. Fakat halen milli park kapsamında korumaya alınmamış Frig Vadisi. Başka bir ülkede olsa uzaktan dürbünle izleyebileceğiniz bu yerde, üzerinde gezmeyi bırakın, 3000 yıl önce burada yaşayan bir Frig gibi mağaraların içinde gece uyumak bile mümkün!
Türkiye sınırları içinde eşi benzeri olmayan kaya anıtların geniş bir coğrafyada buluştuğu, buram buram tarih kokan antik eserlerle çevrili Frig Vadisi, Roma ve Bizans dönemlerinden bugüne kadar gelmeyi başarmış. Bu uçsuz bucaksız vadi, tüf kayaların insan eliyle oyulmuş bir benzerine daha rastlanmayan mükemmel görünümü ile ziyaretçilerini ağırlıyor.
Kayadan oyulmuş sunaklar, kaya tünelleri, kaya sarnıçlar, kabartmalar ve daha neler neler… Frig Vadisi’nde görülecek çok şey var. Frigler, Eskişehir’den başlayıp Ankara, Afyon, Sakarya bölgelerine kadar uzanan bir coğrafyada uzun yıllar hüküm sürdü. Sonraları da Küyahya’dan Kızılırmak’a, Ankara’dan Denizli’ye uzanan bir uygarlıkla yeni bir oluşumun içine girdi. Bu bölgelerde yaşayan Frigler ölülerini kaya mezarlara gömerlerdi. Mezar olarak tümüslerde kullanılırdı.
Peki Kimmiş Bu Frigler?
Frigler’in Makedonya’dan buraya göçtüğü düşünülüyor. Yani Avrupalılar. M.Ö. 1100-1000 arası bugün Ankara Polatlı olan bölgeye yerleşmeye başlamışlar. M.Ö. 8. yüzyıla gelindiğinde de Orta ve Güneydoğu Anadolu’ya hakim güçlü bir devlet olmuşlar.
Frigler aynı Kapadokya’da yaşayan Hristiyanlar gibi kayaları oyarak kendilerine bugün Frig Vadisi dediğimiz alana yayılan kocaman bir yerleşim kurmuşlar. Özellikle Frigler’in Afyonkarahisar-Eskişehir-Kütahya üçgeninde kaya bloklarını oyarak yaptıkları, yer yer kabartmalarla süslü kaya ve anıt mezarlar o günlerden bugünlere gelebilen büyüleyeci yapıtlar.
Her ne kadar uygarlığın başkenti Ankara civarındaki Gordion olsa da, uygarlığın en görkemli dönemlerinden kalma Aslantaş, Yılantaş, Maltaş, Kapıkaya 1 ve Kapıkaya 2 gibi önemli eserler Frig Vadisi’nde yer alıyor. Frigler M.Ö. 6. yüzyılda siyasi üstünlüğü yitirmeye başladığında onlardan sonra gelen Roma ve Bizans dönemlerinde de bölgedeki insanlar hem Frig dilini kullanma, hem de oyulmuş kayalarda yaşamaya devam etmişler.
Eşek Kulaklı Kral Midas
Friglerin en ünlü kralı Midas’ın tek bir kral olmadığı düşünülüyor. Birkaç farklı yüzyılda Kral Midas’ın hükmettiğine dair buluntular olduğundan teoriler Midas’ın ya Ahmet Mehmet gibi çok yaygın bir isim olduğu, ya da Kral anlamına gelen bir ünvan olabileceği yönünde.
Midas’ın eşek kulaklarına gelince… Efsaneye göre müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı Apollon gümüş liri ile ve Kır Tanrısı Pan da kavalı ile bir enstrüman yarışına girer. Jüride Midas da vardır. Apollon’un lirinin sesi herkesi hayran bırakır. Yarışmanın sonunda herkes oyunu Apollon’a verirken, Midas Pan’a verince, Apollon eşek olsa senden iyi müzikten anlar diyerek, Midas’ın kulaklarını eşek kulağına dönüştürür.
Bu işin efsanesi, bakalım eşek kulaklı Kral Midas hangi gerçeklere dayanıyor?
Daha önce bu rivayet Midas’ın geniş istihbarat ağına yorulsa da, Midas’a ait olduğu düşünülen kafatası üzerinde yapılan araştırmalarda Midas’ın kulakların görüntüsünde bozukluklar olduğu keşfedilmiş. Kulak kanallarının gelişimini inceleyerek anne karnında yakalandığı ender bir hastalık sebebiyle kulaklarının asimetrik bir görüntüye sahip olduğu bulunmuş.
Görüntüsünden utanan Midas sürekli kafasında kulaklarını örten bir serpuş ile gezermiş. Kulaklarını niye sakladığını bilmeyen halk arasında böyle bir yakıştırma yapıldığı ve böylece tarihe eşek kulaklı Midas olarak geçtiği tahmin ediliyor.
Bitirmeden Kral Midas’a dair zamanla hikayeleşip efsaneye dönen bir gerçeği daha anlatalım:
Midas annesi ve bir orman bekçisi ile Fethiye’den at arabası ile yola çıkalı günler olmuştur. O sırada Frig Krallığı’nın kurucusu olan Kral Gordios ölür. Ülke, liderimiz kim olacak derdine düşer. Ülkenin ileri gelenleri kahinlere danışmaya karar verirler. Kahinler şu andan itibaren ilk arabasıyla şehre giren yeni hükümdarımız olacaktır der. O sırada Midas girer ve kral olur. İşin aslına gelince tarihi kaynaklardan Kral Gordios’un Fethiyeli bir kadın ile evli olduğu bilinmekte ve beraber Midas isimli bir çocukları olduğu düşünülmektedir.
İşte Frig Vadisinde görebilecekleriniz…